Yeniden Refah Partisi MYK Sonrası Suat Kılıç’ın Basın Açıklaması
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısı sonrası yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıç, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack‘ın “Türkiye ile İsrail’in Hazar’dan Akdeniz’e müttefik iki ülke olacağı” iddiasına tepki gösterdi. Bu iddianın kaynağını ve dayanağını sorgulayan Kılıç, eğer devletimizin politikası bu yönde değilse Dışişleri’nin neden bu iddia karşısında sessiz kaldığını sordu. Türkiye’nin İsrail politikası bu vahim iddiada belirtildiği gibi değilse, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın derhal Dışişleri’ne çağrılarak sorumsuz beyanatlarının açıklaması istenmelidir.
Kılıç, geçen ay Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sırasında Beyaz Saray’da meşruiyet aradığını söyleyecek kadar küstahlaşan büyükelçinin son beyanatıyla Türk Dışişleri’ne rota tayin etme girişiminde bulunduğunu belirtti. Bu sözlerin gaf olmadığını, Amerikan elçisinin hadsizliklerinin hesabı sorulmadıkça daha ileriye gidebileceğini ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yön tayin etmeye çalıştığını ifade etti.
Kılıç, İsrail ile ilgili tutumlarını şöyle özetledi: “Netanyahu uluslararası ceza mahkemesinde yargılanmadıkça, İsrail’den soykırımın hesabı sorulmadıkça, Filistin’in tam bağımsızlığı tanınmadıkça, Filistin topraklarında işgal son bulmadıkça, Kudüs, Filistin’in başkenti olmadıkça İsrail’e rahat yok, İsrail’le dostluk yok, ilişki yok.”
“Demirtaş Değil, Cezaevlerinde Siyasi Tutuklu Kalmamalıdır”
Suat Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkındaki son kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıç, Selahattin Demirtaş’ın yaklaşık 9 yıldır tutuklu olduğunu; bazı davalarda hakkında hüküm verildiğini, bazı davalarda ise henüz kesin hüküm bulunmadığını hatırlattı.
AİHM’de Türkiye’nin en çok tartışılan konularından birinin Demirtaş’ın yargılanması ve tutukluluk meselesi olduğunu belirten Kılıç, daha önce de ifade ettiklerini anımsatarak, terör örgütünün lider kadrolarına dahi “Umut Hakkı”ndan bahsedilen bir dönemde siyasi tutukluların hukukun gereği doğrultusunda özgürlüğüne kavuşmasının mümkün olduğunu söyledi. AİHM’nin bu konudaki kesin kararı varsa bunun doğrultusunda adım atılmasının elzem olduğunu vurguladı.
Kılıç, AİHM kararlarına uyulmasının tarafı olduğumuz hukuk sistemine bağlı kalmak açısından Türkiye’nin lehine olduğunu düşündüğünü belirtti. Eli silah tutan terör örgütü elebaşıları ayrı bir kategori, sadece siyaset yapmak nedeniyle yargılamaların muhatabı olanlar ayrı bir kategori olduğunu ifade etti. Zaman zaman Cumhur İttifakı ve MHP ile aynı düzlemde buluşabileceklerini, akıl, hukuk ve vicdan bir araya geldiğinde başka siyasi partilerle aynı çizgide olmanın beis olmadığını söyledi.
Türkiye’nin Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararlarını uygulaması gerektiğini belirten Kılıç, eğer AİHM yargısının tarafı olarak kalınacaksa bu kararların uygulanmasının zorunlu olduğunu; uygulanmayacaksa AİHM yargısının tarafı olunmaması gerektiğini söyledi. Aksi halde parasal yaptırımların söz konusu olacağını ifade etti.
Kılıç, sadece Demirtaş değil, cezaevlerinde siyasi tutuklu kalmaması gerektiğini vurguladı: “Bu konuda netiz. Silah, terör, terör örgütü propagandası, silahla suç işlemiş olmak siyasi suç değildir.”

