Boğaziçi Üniversitesi: Pelin Gümüşdağ Davası
Boğaziçi Üniversitesi, 19 Mart operasyonuna katıldığı gerekçesiyle yargılanan Pelin Gümüşdağ’ın yüksek lisans kabulünü iptal etti. Tarih bölümünden bu yıl birincilikle mezun olan Gümüşdağ, başvurusunun bölüm tarafından onaylanıp üniversitenin sitesinde ilan edilmesine rağmen daha sonra listeden silindiğini belirterek, “Kabulüm kayyumun keyfiyle iptal edildi” dedi.
26 Mart sabahı çok sayıda polis tarafından evine düzenlenen operasyonla gözaltına alınan Gümüşdağ, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü ve burada kendisine terör şubeye düştüğü bilgisinin verildiğini anlattı. Üç günlük gözaltı sürecinde yaşadıklarını aktaran Gümüşdağ, bu uygulamaları “Hepsi koca bir usülsüzlük” şeklinde nitelendirdi. “Mağduriyetler bitmiyor” diyen Gümüşdağ, kabul edildiği yüksek lisansın engellendiğini vurguladı.
“YÜKSEK LİSANS KABULÜM KAYYUMUN KEYFİYLE İPTAL EDİLDİ”
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nün internet sitesinde 1 Temmuz’da ilan edilen lisansüstü programları kabul listesinde adı bulunan Gümüşdağ, kabulünün daha sonra iptal edildiğini söyledi. 12 Temmuz’da üniversitenin internet sitesinde yayımlanan ve kabul edilenlerin kimlik numaralarının yer aldığı listede adını görmediğini belirleyen Gümüşdağ, yüksek lisans kabulünün üniversitenin Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörü Naci İnci’nin kararıyla iptal edildiğini ifade etti. Gümüşdağ, bölümün kendisini kabul ettiğini, bunun siteye de yansıtıldığını ancak sonradan kabulünün silindiğini söyledi.
“4 ARKADAŞIM DAHA YÜKSEK LİSANSLARININ İPTAL EDİLDİĞİNİ ÖĞRENDİ”
Gümüşdağ, bölümün sitesinde kabulünü gördüğünü; ancak daha sonra bazı arkadaşlarının yüksek lisanslarının iptal edildiğini öğrendiğini anlattı. Kendisinin bu konuda herhangi bir bildirim, mesaj veya e-posta almadığını belirtti. Bir arkadaşının enstitünün sitesinde gizlenmiş bir PDF’e bakmasını söylemesi üzerine PDF’te kendisini bulamadığını, kimlik numarasının oradan silindiğini fark ettiğini aktardı. Kendisinin çabasıyla durumu fark ettiğini, aksi halde kayıt yaptırmaya devam edeceğini söyledi. Aynı durumun kendisiyle sınırlı olmadığını, dört arkadaşının daha yüksek lisans kabulünün iptal edildiğini öğrendiğini belirtti. Bunun hukuksuz ve usulsüz olduğunu düşündüğünü, işlemlerin gizli yürütüldüğünü ve bunun eğitim hakkı, alacağı TÜBİTAK bursu ile olası araştırma görevlisi pozisyonunu etkileyebileceğini ifade etti.
“MEZUN KARTIM DA İPTAL EDİLDİ”
Gümüşdağ, mezun kartının da iptal edildiğini söyledi.
Gözaltı Sürecine İlişkin İfadeleri
Gümüşdağ, gözaltı sürecine ilişkin olarak 9 kişilik koğuşta 15 kişi kaldıklarını, aralarında 2007 ve 2008 doğumlu genç kadınların bulunduğunu ve özellikle regl döneminde ped ve tuvalet kâğıdı taleplerine cevap verilmediğini anlattı. Ped talebi karşılanmayınca kanlı bir şekilde oturmak zorunda kaldığını belirtti. Gelen yemeklerin yetersiz olduğunu, koşulların kötü olduğunu ve 15 kişinin yerde yattığını aktardı. Gözaltında üç gün iki gece kaldığını söyledi.
Gümüşdağ, erkek grubun ikinci günden serbest bırakıldığını ancak bayan memur olmadığı gerekçesiyle kendilerinin bir gün daha tutulduğunu anlattı. Terör şubesinde oldukları gerekçesiyle kendilerine verdirilen kağıtların, gözaltında bulunduklarını kabul eden ifadeler içerdiğini, bu tür kağıtları imzalamaya zorlandıklarını söyledi. Bu noktaları savunmasında da dile getirdiğini belirtti ve tüm bu uygulamaları “koca bir usülsüzlük” olarak nitelendirdi.
“BAŞLICA ABSÜRTLÜK”
Gümüşdağ, gözaltına alınma nedeninin ve sürecin orantısız olduğunu belirterek, gözaltının tedbir gerektirmeyen durumlarda bile bir ceza gibi uygulandığını söyledi. Ağlama, panik atak gibi sağlık sorunları yaşandığını; kendisinin reçeteli ilacının talep edilmesine rağmen ulaşmadığını, migren atağı geçiren arkadaşa ağrı kesici verilmediğini veya hastaneye götürülmediğini anlattı. Koğuşta birbirlerine destek olduklarını ve şu an çok yakın 14 arkadaşı olduğunu söyledi.
“ŞU AN MEMLEKETTE NE YAŞANIYOR ONU SORGULUYORUZ”
Gümüşdağ, hakkında hazırlanan iddianamenin bir torba iddianame olduğunu; 110 kişinin Cevahir eylemi günüyle ilişkilendirildiğini, ancak kendisine gösterilen fotoğrafın Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde kampüs kapısına doğru yürürken çekildiğini ve tarihin 24 Mart olduğunu belirtti. İddianamede yer, tarih ve delillerin karışık olduğunu, bunun absürt olduğunu ve ülke gündeminde yaşananları sorguladıklarını söyledi.
“İDDİANAME BAŞTAN İTİBAREN SAKAT”
Gümüşdağ’ın avukatı Gözde Emre ise dosyaya ilişkin, ceza usulüne göre kabul edilemez olduğunu belirtti. Avukat Emre, Pelin’in de yargılandığı dosyada suç tarihinin 26 Mart ve suç yerinin Şişli olarak göründüğünü, ancak sanıkların farklı yerlerdeki davranışlar nedeniyle alınmış olduğunu; kimilerinin Saraçhane’de, kimilerinin Cevahir önünde, kimilerinin ise kampüste bulunduğunu söyledi. Görüntülerin ve tarihlerinin birbirinden farklı olduğunu, bu kişilerin tek bir iddianamede toplanmasının ceza usulüne aykırı olduğunu ifade ederek iddianamenin baştan sakat olduğunu belirtti.