Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AİHM’nin Selahattin Demirtaş Kararı: Tahliye Çağrısı ve Türkiye’nin 8 Ekim Süreci

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında ikinci kez ihlal kararı vererek tahliyesini istedi. Türkiye’nin bu karara itiraz hakkı 8 Ekim 2025 tarihinde sona erecek. Bu gelişme üzerine, Diyarbakır Barosu yazılı bir açıklama yaparak, mahkeme kararının gecikmeden uygulanması gerektiğini vurguladı.

Açıklamada, AİHM kararlarının bağlayıcılığına dikkat çekilerek, Demirtaş’ın 2019 yılında yeniden tutuklanmasının hukuki temelden yoksun olduğu, bu sürecin büyük ölçüde siyasi saiklerle yönetildiği ifade edildi. Mahkeme, söz konusu tutuklamanın Demirtaş’ın özgürlük, güvenlik ve demokratik haklarını ihlal ettiğini belirtti; ayrıca bu tutuklamanın demokratik kamu tartışmalarını etkileyen siyasi bir müdahale niteliğinde olduğuna hükmetti.

Yargı Bağımsızlığına ve Siyasi Müdahalelere Dair Uyarı

Diyarbakır Barosu, AİHM’in kararının yalnızca bireysel bir tahliye talebi olmadığını, Türkiye’nin benzer siyasi nitelikli uygulamalara son verme yükümlülüğünü de beraberinde getirdiğini hatırlattı. Açıklamada, AİHM’in son dönemde incelediği diğer dosyalarda da, benzer temelde sürdürülen tutuklamaların yargı bağımsızlığını zedelediğine dair tespitler yaptığının altı çizildi.

Tahliye Çağrısı ve Toplumsal Etkiler

Baro tarafından yapılan açıklamada, Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu Kobani davası sanıklarının tamamını ilgilendiren bu kararın uygulanmasının toplumsal normalleşme süreci için zorunlu bir adım olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Tutuklu tüm siyasetçilerin tahliyesi, yalnızca hukukun değil, aynı zamanda demokrasiye olan inancın da gereğidir.”

8 Ekim itibarıyla Türkiye’nin karara itirazda bulunmaması halinde, hüküm kesinleşmiş sayılacak. AİHM’nin bağlayıcı kararları dikkate alınarak, Anayasa’nın 90. maddesi kapsamında uluslararası hukuk düzeninin üstünlüğü gözetilmelidir.

Son olarak Baro, Demirtaş’ın derhal ve koşulsuz tahliyesi talebini yineleyerek, yargı organlarının evrensel hukuk ilkelerine uygun hareket etmesi çağrısında bulundu. Benzer siyasi nitelikli yargılamaların sonlandırılması ve demokratik hukuk devletine uygun adımların atılması gerektiği vurgulandı.