Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türkiye’de karışık süreçler: işgal mi, bağımsızlık mücadelesi mi?

Türkiye’de karışık süreçler: işgal mi, bağımsızlık mücadelesi mi? Tarihsel bağlamı derinlemesine yorumlayan, olayları tarafsız bir bakışla analiz eden kapsamlı bir özet.

Bu haberin fotoğrafı yok

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103’üncü yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımlayan Sol Parti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde elde edilen zaferin, ülke için ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı. Partiden yapılan açıklamada “30 Ağustos zaferinin bugün anlamı, tüm bu bağımlılık ilişkilerinden kurtulacak, ümmetçilik söylemleriyle cumhuriyeti tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen saray rejimini ortadan kaldıracak, birleşik bir mücadelenin örgütlenmesidir.”

  • “KARŞI DEVRİM HAREKETİ CUMHURİYETİ TASFİYE ETMEYE ÇALIŞMAKTADIR”

Atatürk ve beraberindeki silah arkadaşlarının başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın Türkiye’yi işgal etmeye çalışan sömürgeci devletlere karşı başarıyla yürütüldüğünden bahsedilen açıklamada, 1950’den bu yana ülkenin bağımsızlığını kaybetmeye başladığı ifade edildi:

  • “Ekonomik ve siyasi bağımlılık ilişkileri içerisinde özellikle 1950’li yıllardan itibaren bir karşı devrim süreci başlatıldı. Bugün bu karşı devrim hareketi, saray iktidarı çerçevesinde kendisini tahkim etmeye ve 100 yıllık parantez dedikleri cumhuriyeti tamamen tasfiye etmeye çalışmaktadır.”

“ÜLKEMİZ BUGÜN İŞGAL ALTINDADIR”

  • 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar sonrasında gençlerin büyük bir direniş başlattığından da bahsedilen açıklamada, Türkiye’nin bugün işgal altında olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
  • “30 Ağustos Birinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkan sömürgeci devletlerin Anadolu’yu işgaline karşı; Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğindeki Kurtuluş Savaşı, bu paylaşım emellerini hüsrana çevirdi. Bu tarih aynı zamanda işbirlikçi saray sultasının, mandacıların da yenilmesi ve bağımsız bir cumhuriyetin kuruluşu açısından bir köşe taşıdır. Ancak bu bağımsızlık ileriki yıllarda ekonomik, siyasi bakımdan güçlendirilemedi.”
  • “Ekonomik ve siyasi bağımlılık ilişkileri içerisinde özellikle 1950’li yıllardan itibaren bir karşı devrim süreci başlatıldı. Bugün bu karşı devrim hareketi, saray iktidarı çerçevesinde kendisini tahkim etmeye ve 100 yıllık parantez dedikleri cumhuriyeti tamamen tasfiye etmeye çalışmaktadır. Tek adam rejimi ile ülkemizin yer altı ve yer üstü tüm kaynakları emperyalist tekellere teslim edilmiş, limanları-madenleri yabancılara satılmış, tarım uluslararası gıda tekellerinin hakimiyetine bırakılmış, ülkemizin dört bir yanı Amerikan ve NATO üsleriyle doldurulmuştur. Haydut devlet İsrail’e memleketimizin limanlarından ABD’nin destek gemileri kalkmakta, ticaret son sürat sürmektedir.”
  • “Ülkemiz bugün işgal altındadır. 30 Ağustos zaferinin bugün anlamı, tüm bu bağımlılık ilişkilerinden kurtulacak, ümmetçilik söylemleriyle cumhuriyeti tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen saray rejimini ortadan kaldıracak, birleşik bir mücadelenin örgütlenmesidir. 19 Mart sonrasında gençlik başta olmak üzere toplumun geniş kesimlerinin kurtuluş iradesi yeni zaferlerle taçlanacaktır.”