CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında hem 10 Ekim Ankara Garı Katliamı hem de gündemdeki bazı tartışmalı iddialar hakkında dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Emir, 103 vatandaşın yaşamını yitirdiği bu saldırının üzerinden yıllar geçmesine rağmen gerçeğin hala tam anlamıyla ortaya çıkarılamadığını vurguladı.
Emir’e göre bu vahşi saldırının yalnızca terör örgütü IŞİD’in eylemi olarak görülmesi eksik bir bakış açısı. “Devletin içindeki bazı odakların ihmali ya da bilerek göz yumması olmadan bu katliam gerçekleşemezdi.” sözleriyle, olayın arkasındaki olası yapısal desteklere dikkat çekti. Ayrıca dönemin istihbarat raporlarında saldırıya dair uyarıların bulunmasına karşın önlem alınmadığını belirtti.
IŞİD ve AKP Arasındaki Dönemin İlişkisi
Emir, konuşmasında o dönemki siyasi atmosferi de ele aldı. AKP’nin seçimi ilk kez kaybettiği bir dönemde Türkiye’nin gerilim ve korku üzerinden yönlendirilmeye çalışıldığını ifade etti. “Erdoğan 400 vekil istiyordu. Bu ülkeyi seçim öncesinde bir korku iklimine sürüklediler.” diyerek iktidarın politikalarıyla toplumsal travmalar arasındaki bağı vurguladı.
“O yıllarda AKP, IŞİD’e açıkça IŞİD diyemedi. DEAŞ diyerek siyasi bir dil oluşturdu, hatta kimi çevreler bu örgüte sempatiyle yaklaşıyordu.” ifadesiyle Emir, o dönemdeki siyasi duruşu eleştirdi.
Avukat Nuri Polat ve Hayati İnanç Hakkında Ciddi İddialar
Basın toplantısında Emir, bazı yargı mensuplarıyla ilgili çarpıcı iddialar da paylaştı. CİMER’e yapılan bir şikayetin ayrıntılarına değinerek, Hayati İnanç, Mustafa Kahraman ve avukat Nuri Polat hakkında ciddi suçlamalarda bulundu. Bu kişilerin tutuklulara astronomik ücretler karşılığında vekalet alarak, bazı kişileri itirafçı hale getirmek için yönlendirdiklerini söyledi.
“Burada asıl görev Nuri Polat’a düşüyor”, diyen Emir, Polat’ın Gül İnşaat sahipleriyle yolunun kesiştiğini ve bu süreçte yargı süreçlerinin manipüle edildiğini iddia etti. “Bu kişiler adeta adalet sisteminin arka kapısından çıkmış gibi bir günlüğüne serbest bırakılıp kaçıyorlar.” sözleriyle yargıdaki çarpık işleyişi gözler önüne serdi.
“Yargı ve Siyaset El Ele”
Emir, “Hayati İnanç bu ağın hem siyasi hem de medyatik yüzüdür.” ifadeleriyle İnanç’ın yalnızca hukuk alanında değil, medya bağlantıları üzerinden de etkinlik kurduğunu belirtti. Bu yapıların sarayla yakın ilişkileri bulunduğuna dikkat çekti ve kamuoyuna bu kişileri yakından izleme çağrısı yaptı.
Diyarbakır Programı Hakkında Açıklama
Basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Emir, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Diyarbakır ziyaretinin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’yla bir ilişkisi olmadığını belirtti. “Bu bir komisyon çalışması değildir, tamamen Sayın Meclis Başkanının kendi programıdır.” diyerek konuya açıklık getirdi. Emir ayrıca, Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin Diyarbakır’daki vatandaşlarla bir araya gelmesinin son derece doğal ve anlamlı olduğunu ifade etti.
“Gerçeklerin üzeri örtülse de eninde sonunda ortaya çıkacaktır.” diyerek sözlerini tamamlayan Murat Emir, hem adaletin sağlanması hem de Türkiye’nin geçmişle yüzleşmesi gerektiğini vurguladı.