Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 19 Ekim’de gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman olması, Ankara’daki dengeleri derinden etkiledi. Seçim sonucu, Cumhur İttifakı cephesinde tartışmalara yol açarken kamuoyunda farklı yorumların yükselmesine neden oldu.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndaki Anıtkabir törenine ve aynı akşam düzenlenen Saray resepsiyonuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katılmaması, partisine mensup hiçbir ismin de etkinlikte yer almamasıyla birlikte dikkat çekti. Bu durum siyasi kulislerde “Bahçeli’nin sessiz protestosu” şeklinde yorumlandı ve AKP’ye yakın çevrelerden de ikaz niteliğinde değerlendirmeler geldi.
Bahçeli’nin Yokluğunun Yarattığı Tartışma
Bahçeli’nin tören ve resepsiyonlara katılmaması, ittifak içindeki görünür dayanışmada bir kırılma işareti olarak algılandı. Bu gelişme, medyada ve siyasi yorumlarda ittifak ilişkilerinin sınandığı değerlendirmelerine yol açtı.

Tuğrul Türkeş’ten Gelen Tebrik Mesajı
Alparslan Türkeş’in oğlu ve AKP’li Tuğrul Türkeş, MHP ile AKP arasında hassasiyet yaratan bir dönemde paylaşımda bulundu. Türkeş’in mesajında şu ifadeler yer aldı:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına seçilmenizden dolayı zat-ı âlinizi en içten dileklerimle tebrik ediyorum. Demokratik olgunluk içerisinde gerçekleşen seçimlerin ardından, halkın yüksek teveccühüyle bu önemli göreve layık görülmeniz; Kıbrıs Türk Halkının demokrasiye olan inancının, iradesine duyduğu güvenin ve bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne dair umutlarının güçlü bir sembolü olmuştur.”
Türkeş mesajında ayrıca KKTC’nin siyasi istikrarı, ekonomik kalkınması ve Türkiye ile olan tarihi kardeşlik bağlarının güçlenmesine dair temennilerini de belirterek yeni görevinin faydalı olmasını diledi. Bu içerik, parti içi dengeler açısından ek tartışma konusu oldu.
Zamanlama ve Algı
Zamanlaması dikkat çekti: Türkeş’in tebrik mesajının, doğrudan KKTC seçimlerinin hemen ardından değil, Bahçeli’nin 29 Ekim akşamı resepsiyona katılmamasının ardından paylaşılması, söz konusu iletişimin siyasi anlamını güçlendirdi. Bu durum, yorumcular tarafından bilinçli bir mesaj verme çabası olarak değerlendirildi.

