İsrail ordusunun Gazze ablukasını delmek amacıyla yola çıkan ‘Sumud Filosu’nu uluslararası sularda durdurmasının ardından gözaltına alınan aktivistler arasında dünya çapında tanınan Greta Thunberg de yer alıyordu. Thunberg, serbest bırakılmasının ardından İsveç basınına yaptığı açıklamalarda, İsrail askerlerinin uyguladığı şiddet ve aşağılayıcı davranışları ayrıntılı biçimde anlattı.
Greta, gözaltı süresince kendisine ağır hakaretler edildiğini, askerlerin ona İsveççe küfürler öğretildiğini ve ‘fahişe’ gibi kelimelerle sürekli aşağılandığını belirtti. Söylediğine göre askerler onu kenara fırlatarak ‘özel bayan için özel yer’ diyerek alay etmiş, hatta bavulunun üzerine hakaret içeren yazılar ve çizimler yapmışlardı.
İşkence ve Küçük Düşürme Taktikleri
Thunberg, beş yaşındaki çocukların davranışlarını andıran bir tavırla askerlerin eşyalarını paramparça ettiğini, Filistin’le ilgili her şeyi çöpe attıklarını dile getirdi. Ancak, yaşadıklarının kişisel bir trajedi olmadığını ifade ederek, “Şu anda yargılanmadan tutulan, çoğu çocuk binlerce Filistinli var. Önemli olan onların yaşadıklarıdır” dedi.
Greta, kendisine yapılan muameleyi anlatırken şunları vurguladı: “Beni tanıyan, İsveç pasaportu olan biri olarak bunları yaşıyorsam, kim bilir Filistinliler nelerle karşılaşıyor.”
Filoya Katılanların Hikâyesi
Sumud Filosu’nda yer alan gönüllülerin öğretmenlerden doktorlara kadar geniş bir yelpazeden geldiğini belirten Thunberg, bazı katılımcıların pro-İsrail geçmişe sahip ailelerini dahi geride bırakmak zorunda kaldıklarını söyledi. Onlara göre Gazze’deki insani felakete sessiz kalmak artık bir seçenek değildi.
Irkçılık ve İnsani Direniş Vurgusu
Hükümetlerin Gazze’ye yardım götürülmemesi yönündeki uyarılarına rağmen yola çıktıklarını belirten Greta, “Bu sadece siyasi değil, aynı zamanda ırkçılıkla ilgili bir mesele.” diyerek Avrupa’nın çifte standartlarını eleştirdi. Ona göre Ukrayna’ya yardım edenler kahraman, Filistin’e yardım edenler ise tehdit olarak görülüyordu.
İsrail’in Propaganda Yöntemleri
Filodaki gemilerin yardım malzemesi taşımadığı yönündeki İsrail açıklamalarının tamamen yalan olduğunu söyleyen Thunberg, kendisinin yardım kutularını bizzat kontrol ettiğini ifade etti. Ayrıca, İsrail’in bu olayları manipüle etmek için çekim yapan sosyal medya fenomenleri tuttuğunu açıkladı. Bazı askerlerin yardım kutularını kasıtlı olarak silah sandığı şekilde videoya çektiğini iddia etti.
“Terörist” İthamları ve Manipülasyon
İsrail’in filo liderliğini itibarsızlaştırmak için sürekli ‘Hamas bağlantısı’ iddiaları ortaya attığını belirten Greta, bu tür karalama kampanyalarının, barışçıl bir insani misyonu terörizmle eşdeğer göstermeye yaradığını söyledi. Ona göre asıl terör, sivil halka sistematik şiddet uygulayan devlete aitti.
Gazze’deki Kıtlığın Gerçek Sebepleri
Gazze’ye gıda ve ilaç ulaştırılmasının engellendiğini vurgulayan Greta, İsrail’in tarım alanlarını yok ederek ve balıkçılığı yasaklayarak Filistin’deki yaşam kaynaklarını kasıtlı biçimde yok ettiğini söyledi. “Bu sadece insani yardım değil, aynı zamanda yasa dışı bir ablukaya meydan okuma eylemiydi.” dedi.
Kişisel Kaybın Ötesinde Bir Mücadele
Greta, kendisini finanse eden hiçbir kuruluşun olmadığını, çalışmalarını öğrenci kredileriyle sürdürdüğünü açıkladı. Aldığı ödül gelirlerini ve kitap teliflerini hayır işlerine bağışladığını belirterek, “Bizim amacımız bireysel kazanç değil, adalet ve sürdürülebilir bir gelecek” dedi.
Son Söz: Dayanışmanın Gücü
Gözaltındayken aşırı sağcı İsrailli Bakan Itamar Ben-Gvir’in kendisine bağırarak ‘sen teröristsin’ dediğini anlatan Greta, buna sakinlikle karşılık vererek uluslararası hukuku hatırlattığını söyledi. Thunberg, “Adalet, eşitlik ve özgürlük ilkelerini savunmaya devam edeceğim. Bu sadece bir çevre mücadelesi değil, insanlık onuru için verilen evrensel bir direniştir” dedi.