Fenerbahçe’nin Alanyaspor Maçındaki Performansı
Fenerbahçe taraftarı için ağız tadıyla bir maç izlemek neredeyse lüks oldu. Yeni teknik direktör, yeni heyecan ve milyonluk transferler olsa da, sahada rakibini ezen bir takım yok. Geçen hafta 10 kişi kalan Trabzonspor’u zor yenen Fenerbahçe, bu gece Alanyaspor karşısında hayal kırıklığı yaşadı.
Sarı Lacivertliler, özellikle ilk yarıda üretkenlikten uzak kaldı. Pozisyon bulmakta zorlanan, orta sahada dirençsiz ve ön alan baskısından bihaber bir görüntü sergiledi. Kalabalık savunmaları açacak yaratıcı bir oyun yoktu. Pas trafiği, bir kaplumbağanın yürüyüşünü andırıyordu. Gol umudu, defansı hiç yormayan En Nesyri ve Talisca gibi statik forvetlere bağlanınca hücum hattı daha da kısırlaştı. Uzaktan şut denemeleri akıllara gelmedi; tek çare olarak ortalara başvuruldu. Ancak ilk yarı boyunca yapılan 10 orta, tamamı isabetsizdi.
Alanyaspor, ilk yarıda oyunu tam istediği gibi yönetti. Sabırla bekleyip fırsat kolladı ve hızlı ataklarla Fenerbahçe savunmasının arkasına sarktı. Sonunda İbrahim’in golüyle skor değişti. Bu golde, kademeye girmeyen Oosterwolde’nin hatası büyük rol oynadı.
Cenk Tosun’un ikinci goldeki asisti ve hareketliliği dikkat çekiciydi. Bu, Mourinho’nun milli forveti son dakikalarda oyuna sokma yaklaşımına bir gönderme niteliğindeydi.
Futbolun affı yok. 90+3’te kaleci İrfan Can, Yusuf Özdemir’in yumuşak kafa vuruşunu ellerinin arasından kaçırarak golü yedi. Bu hata, takımı zora soktu ve 45 dakikalık emeğin boşa gitmesine neden oldu.
Bu kaçan iki puan, ilk yarıdaki silik futbolun bedeliydi. İkinci yarıdaki diri oyun, ilk yarının olumsuz etkisini örtemedi. Maç sonunda stadyumda aynı soru havada asılı kaldı: Onca yatırım ve umut, nasıl bu kadar kısa sürede hayal kırıklığına dönüşebiliyor?
Taraftar için maç artık yalnızca 90 dakikalık bir gösteri değil. Sabır, öfke ve umutsuzlukla örülen uzun bir çileye dönüşüyor. Tribünde herkes aynı duyguyu fısıldıyordu: Bu yük, daha ne kadar taşınabilir?

