CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe’den 22. Olağanüstü Kurultay Değerlendirmesi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen CHP’nin 22’nci Olağanüstü Kurultayı’nı değerlendirdi. Karatepe, kurultayın olağanüstü koşullar altında yapıldığını belirterek, partinin bir hukuk darbesi ve saldırıyla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Çok sayıda belediye başkanının tutuklu bulunduğunu ve haklarında davaların sürdüğünü söyledi. Önceki kurultulara ilişkin gündemlerin bulunduğunu hatırlatan Karatepe, iktidarın kaybetmemek için CHP’ye yönelik bir saldırı başlattığını ifade etti.
Karatepe, delegelerin çağrısıyla toplanan kurultayın ülkenin her coğrafyasından delegelerin imzasıyla 15 gün önce çağrıldığını belirtti. Kurultayın güçlü bir biçimde AK Parti’ye ve CHP’ye karşı girişimde bulunan bütün yapılara mesaj vermek amacıyla toplandığını söyledi.
“Biz birlik ve bütünlük içinde iktidar yürüyüşümüzü sürdürüyoruz.” Karatepe, partinin birlik ve bütünlük içinde iktidar yürüyüşünü sürdüreceğini, hangi araçlarla nasıl müdahale etmeye çalışılırsa çalışılsın bunun iktidar yürüyüşünü engellemeyeceğini kaydetti. Toplumun desteğinin arkalarında olduğunu, partinin bu destekle birlik içinde iktidar yürüyüşünü gerçekleştirdiğini ve salondan güçlü bir mesaj çıkacağını ifade etti. İktidara geleceklerine emin olduklarını, dışarıdaki ve salondaki coşkulu kalabalığın bunu gösterdiğini ekledi.
Karatepe, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna da değindi. İmamoğlu’nun Silivri’de olduğunu ve bunun insanı hüzünlendiren bir tablo olduğunu söyledi. Belediye başkanlarını Silivri’de ziyaret ettiğini, onların koşullarını gördüğünü ve Silivri zindanının tanımlamasının isabetli olduğunu belirtti. Salonda olmayanların varlığının ise fotoğrafları ve posterleriyle güçlü biçimde hissedildiğini ifade etti.
“AMA BUNU BİR KEZ DAHA İFADE EDEYİM…” Karatepe, örgütün belediye başkanlarıyla birlikte olduğunu, belediye başkanlarının zor koşullarda da partinin iktidar yürüyüşüne güçlü destek verdiğini vurguladı. Türkiye’deki siyasi tarihteki karanlık dönemin sona ereceğine inandıklarını, hukukun siyasetin aracı haline geldiği örneklerin yaşandığını ve bu dönemin de onlardan biri olduğunu ifade etti. Bu durumları yaşamaya gerek olmadığını, Türkiye’nin hukuk devleti olarak bu süreçleri hukuk çerçevesinde yaşayabileceğini ancak bunun gerçekleşmediğini söyledi.
Toplumun desteğinin kendileriyle olduğunu, örgütün güçlü hareket ettiğini ve iktidara koşar adım yürüdüklerini belirtti. Tek beklentilerinin sandığın vatandaşın önüne konulması olduğunu, sandık konulduğunda toplumun yüksek sesle ne söyleyeceğini bildiklerini ve bunun da CHP iktidarı olacağını söyledi.