CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın eylül ayı bütçe sonuçları ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından sunulan 2026 yılı bütçe tasarısını değerlendirdi. Genç, eylül ayında bütçenin 309 milyar 643 milyon TL açık verdiğini hatırlatarak, yılın ilk dokuz ayında toplam açığın 1 trilyon 217 milyar TL’ye ulaştığını belirtti.

Genç’e göre hükümet, harcaması gereken kaynakları yılın sonuna gelmeden tüketmiş durumda. Ancak buna rağmen yeni bütçe, “istikrar ve refah” söylemleriyle makyajlanıyor. Milletvekili Genç, bu durumun vatandaşa değil, rant ekonomisine hizmet ettiğini vurguladı.

Faize Giden Her 100 Liranın 18’i: Bütçedeki Adaletsizlik

CHP’li Genç, 2025 yılı bütçesinde toplanan her 100 liralık verginin 18 lirasının faize gittiğini ifade etti. 2026 bütçesinde bu yükün artacağına dikkat çekerek, faiz giderlerinin 2 trilyon 742 milyar TL’ye ulaşacağına dikkat çekti. “Hazine, topladığı vergiyi yeniden borca ve faize aktarıyor,” diyen Genç, bu tablonun ekonomik sürdürülebilirlikle bağdaşmadığını söyledi.

Kurumlar Vergisinde Büyük Düşüş, Yük Vatandaşa

Genç, Kurumlar Vergisi gelirlerinin geçen yıla oranla yüzde 90 azalarak eylül ayında sadece 16 milyar TL olarak gerçekleştiğini belirtti. “Büyük şirketlerin vergi yükü azalırken, Gelir Vergisi yüzde 91 arttı. Bu da yükün tamamen emeğiyle geçinen vatandaşın sırtına yüklendiğini gösteriyor,” dedi.

Sözlerine devam eden Genç, 2026 bütçesinde 1,6 trilyon TL Kurumlar Vergisi hedefinin “gerçekçi değil, göz boyama amaçlı” olduğunu ifade etti. “Vergi adaletinin ortadan kalktığı bir tabloda, ne refah ne de istikrar mümkündür,” diye ekledi.

“Gerçek Refah Mutfakta Başlar”

CHP’li vekil, 2026 yılı bütçesini “halkın değil, faiz lobisinin bütçesi” olarak nitelendirdi. “Bizim önceliğimiz faiz değil, vatandaşın sofrasıdır,” diyen Genç, partilerinin kaynakların üretime, emeğe ve adil paylaşıma yönlendirilmesi gerektiğine inandığını belirtti.

“Gerçek refah bütçe kitaplarında değil, mutfakta başlar.” diyen Genç, Türkiye’nin üretim odaklı ve adil gelir dağılımını esas alan bir mali düzenlemeye ihtiyacı olduğunu söyledi.