Avustralya hükümeti, ülkede kalmalarına izin verilmeyen ancak kendi ülkelerine geri gönderilemeyen hükümlü sığınmacıların Pasifik’teki Nauru Adası’na transferine başladığını duyurdu. İçişleri Bakanı Tony Burke, 24 Ekim’de ilk grubun Nauru’ya sevk edildiğini belirtti; Nauru yönetimi de bu bilgiyi doğruladı.
BBC’nin aktardığına göre, iki ülke arasında varılan yeni düzenleme, Avustralya’da cezasını tamamlayan ve daha sonra Yüksek Mahkeme kararıyla serbest bırakılan yaklaşık 358 sığınmacının Nauru’ya taşınmasını mümkün kılıyor. Şu ana dek kaç kişinin gönderildiğine ilişkin kesin rakam paylaşılmadı.
Yüksek Mahkeme Kararı ve Hükümetin Yanıtı
2023’te Yüksek Mahkeme, vatandaş olmayan ve kendi ülkelerine geri gönderilemeyen kişilerin süresiz gözaltında tutulmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Bu karar sonrası salıverilenlerin ülkede kalması tartışmaları gündeme geldi ve hükümet, tekrar “üçüncü ülkeye yerleştirme” uygulamasını işletmeye aldığı izlenimi yarattı.
Hükümetin, serbest bırakılan kişilerin kabulü karşılığında Nauru’ya 408 milyon Avustralya doları ödeyeceğine dair bir anlaşma yaptığı iddia edildi. Başbakan Anthony Albanese liderliğindeki yönetim ise anlaşmanın ayrıntılarını yeterince şeffaf biçimde paylaşmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Nauru Gözaltı Merkezi ve Uluslararası Tepkiler
Nauru Gözaltı Merkezi, Manus Adası tesisinin kapanmasının ardından Avustralya’nın tek dış saha gözaltı merkezi konumunda. Geçmişte Avustralya, Nauru’da haksız biçimde gözaltına alınan birçok kişiye tazminat ödemek zorunda kaldı. 2021’de iki ülke, Nauru’daki merkezin kalıcı olmasını öngören bir mutabakat zaptı imzalamıştı.
Avustralya göç politikası, ülkeye ulaşmaya çalışan veya denizde yakalanan sığınmacıların bu tür gözaltı merkezlerine gönderilmesini esas alıyor. İnsan hakları örgütleri, gözaltı merkezlerindeki koşulları ve uygulamanın sığınmacılara yönelik muamelesini sıkça eleştirirken; Avustralya makamları, uygulamanın tehlikeli deniz yolculuklarını caydırmada etkili olduğunu savunuyor.

